Skip links

İlişki de Gerçeklik ve Sevgi Boyutu

Günümüz dünyasında ilişkiler de varolan sevgi anlayışında çok büyük kırılmalar ve ironik durumlar yaşanmaktadır. İlişkilerde gerçeklik ve sevgi anlaşılır değil. Çünkü gözler kapalı bir yolculuğa adım atılıyor. Aslında her iki tarafta kendi çıkarına olabilecek sonuçlara odaklanmış durumda. Bu durumu değerlendirdiğimizde anlık duyguların bir kazanım görüldüğü söz konusudur. Her iki tarafta anlık duyguları ile hareket ediyor ve birbirini kandırıyor. Bu durum bazı ilişkilerde bilinçli ve bazı ilişkilerde de bilinçsiz olabiliyor. Bilinçli şekilde ele alan kişinin farkında olması ve karşı tarafın farkında olmaması oldukça tehlikeli. Bir zaman sonra farkında olmayan fark ettiğinde, büyük bir duygusal yıkımla karşılaşıyor.

İşte o an hem zamanını kaybediyor hem de kendinden ödün veriyor. Açıkcası duygusal manipülasyonun kölesi oluyor. Gençlerin çoğunda ilişkiler çıkarlar doğrultusunda oluyor. Kurmalı bir saat düşünün. Saat kuruluyor ve geri sayım başlıyor. Vakit geldiğinde alarm çalıyor ve uyanma gerçekleşiyor. Tabi bu uyanma iyi bir uyanma değil. Genç erkeklerin çoğunluğu ilişkiye seks yönüyle bakmaktadır. Kadınların fiziki özellikleri öncelikli olmaktadır. Bu duruma sebep olan ise; günümüze ait popüler kültürün etkisidir. Bu popüler kültür etkisinden en fazla etkilenen kadınlardır. Çağımızda gençlere aşılanan duygu durumu: sen en güzelisin, en iyisini bulmalısın. Durum böyle olduğunda kızlar ve erkekler birbirlerine dayatılan güzellik algısı kalıplarına dahil olmaktadırlar. Erkekler kadınları cinsel obje ve kadınlarda erkekleri maddi refahlık olarak görmektedir. Ancak bu duruma izin veren de çoğunlukla kızlar. Çünkü bu etkiye dahil olduklarında, erkeklerin ilgisini çekebileceklerini düşünüyorlar.

Kaybedilmiş duygularda yaşanan ilişkiler?

Çoğu ilişkiler sosyal ağlar üzerinden başlıyor. Daha yeni tanıştığı ve üzerinden sadece 1 ay geçtiği insanla nasıl sağlıklı bir ilişkisi olabilir ki? Başladığı gibi sosyal ağlar üzerinde biten ilişkiler de mevcut. Hatta sosyal ağlar üzerinde gösterilmek üzere yaşam tarzı benimsendiğinde, birçok insan taklit bir yaşam tarzı ile devamını getiriyor. Kimse kendisi olmak istemiyor gibi. Bu durumda gördüğü ile yetinenlerde söz konusu. Sosyal ağlar bu durumların oluşması için en büyük silah. Erkeklerin kendini zengin veya maddi güç gibi göstermesi ise bu silahın bir diğer çeşidi. Hatta bazı erkekler, kadınları etkileyebilmek için kişisel zenginliğini ve fiziki vücudunu sosyal ağ ortamlarında havalı ve güç simgesi olarak paylaşıyor.

Tam olarak burada sosyal ağlar üzerinden açık popüler kültür etkisine yardımda bulunulmakta. Bu durum duygusal manipülasyonun tetikleyici unsurlarından biridir. Kızların çoğunluğu da bu manipülasyona maruz kalmaktadır. Bazıları iyimser bakarken bazıları da faydalanma düşüncesiyle yaklaşıyor. Kızlar için bir örnek verirsek, sosyal ağlar üzerinde fiziğini ön planda tutan görseller ve videolar ile bu manipülasyona fazlaca destek veriyorlar. Haliyle bu durum erkeklerin ilgisini çektiği gibi önceliği haline de gelmektedir. Bazı hormonal çıkarımlar için. Peki bu noktada neyi kaybediyoruz? Söylüyorum; duygularımızı. En önemlisi ruhumuzun saf enerjisi olan sevgimizi. Sevginin körelmesine imkan tanıyor ve ilişkiler gelecek vaat etmezken anlık duygularda eğlenmeyi ve oyunlar oynamayı öncelik haline getiriyorlar. Her iki tarafta kendi tasarladıkları fantezi dünyalarında satranç oynuyorlar. Taşı güçlü olan da her zaman kontrol sahibi oluyor.

İşte size sevginin uzaklaştırıldığının en büyük kanıtı. Bugün ilişkilerde sosyal ağların rolü kritik. Hesapların kapatılma isteği veya ortak hesap kullanımı buna bir örnektir. Aslında güvensizliğe ve sevgiye olan zayıflığa dair güçlü bir örnek. Çünkü her iki tarafın birbirlerine karşı kaygılı bir yaklaşımı var. Peki bunun sonucu nedir? Boş tutumlar içinde olan iki ruhun rötarsız yolculuğuna. Her iki taraf yukarıda bahsettiğim detaylar üzerinde aktif role sahip ise orada sevgiden uzaklaşılmıştır. Aşk çatısında yaşanması planlanan seks süreci ve bu süreci tetikleyen hormonal dürtüler vardır. Bu kadar basit. Zaten bu süreç sonuçlandıktan sonra her iki taraf anlamsız bahaneler ile birbirinden uzaklaşıyor. Bir an da birbirlerini tanımamış hal alıyorlar. İşte bu da ruhun kalitesizliğinin en güçlü yansıması.

Bu durumda daha kötüsü var. Saf olan bir kız veya erkek düşünün. Bu manipülasyonun içine düşmüş, bu süreçleri yaşamış ve psikolojik olarak yıkıma uğramış. İşte o zaman hayata karlı güven, samimiyet ve sevgi tamamiyle yıkılmış olur. En önemlisi artık korku her şeyin önüne geçmiş olur. Hayata karşı her şeyden korkar olur. Nasıl yeneceğini de bilemez. Savunmasızlığı artar. Çünkü sevgi unutuldu. Anlık tatmin ön planda tutuldu.

Erkeklerin seksi kız düşüncesi ve kızların ise zengin, yakışıklı ütopyası ortaya ahlâksız davranışları dahil etti. Hem zengin hem gösteriş yapan erkek nükleer santral gibidir. Bu durum seksi görünme arzusunda yıkılan kızlar içinde geçerlidir. Bu durumlar sevgiyi ve sevginin sunduklarını unutturdu. Dünya da iyi insan olmayı ve katkı sağlamayı unutturdu. Kısacası insanlığın özünde ki sevgiyi unutturdu.

Neydi gerçek Sevgi?

İlişkilerde sevginin sunduğu geleceği önemseyin. Vaad ettiği geleceği. Geleceği önemseyen ilişkilerin daha sağlıklı olduğuna inanıyorum. İlişkilerde öncelik sevgi olmalıdır. Duygulara hitap edilmelidir. Yanındaki nedenlere değil. Duygular sevginin temelidir. Basit bir anlayışla sevilmelidir. En önemlisi ise birbirine bir şey öğretmelidir. Ne olduğu önemli değil.

Öğrenmek. Sürekli öğrenmek ve keşfetmek. Sonucunda faydalı olanları görmek. Geleceğe uzanmak. Bu noktada her iki tarafın sevgisi birbirine karşı daha da güçlenecektir. Faydası olmayan olaylara yer verilmemelidir. Neyse olan olmalıdır. Net olunmalı ve net davranışlar sergilenmelidir. Zaman kaybedilmemeli, kazanılmalıdır. Kişisel problemler olabilir, günlük olaylardan yaşanan moral bozuklukları olabilir ve ailevi kaynaklı stresler yaşanabilir. Bunları kim yaşarsa yaşasın karşı taraf muhakkak empati kurarak yaklaşmalıdır. Hassasiyetle değerlendirmeli ve küçük sorunları problem etmemelidir. Aksine eğlenceli bir yaklaşımla çözmelidir.

Sorunlar mantık düzeyinde ele alındığında sağlıklı biçimde çözüme kavuşur. Basit ve sade hayat anlayışıyla popüler kültür etkisinden uzak durulmalıdır. Buna etken olan sosyal ağlar üzerinde bir bilinç oluşmamışsa her iki tarafta bu durumu hassas şekilde değerlendirmelidir. Sevginin bu gibi etkenler yüzünden yıpranması en aptalca durumlardan biridir. İlişki geleceğe uzanmalı, birbirini desteklemeli ve çevresel olaylardan uzak tutulmalıdır. Zenginliği maddiyatta değil, maneviyatta bulmalıdır. Fakirliği yaşarken de gülmeyi unutmamalı ve heyecan dolu olmalıdır. İşte o zaman aşılamayan tek şey heyecanın kendisidir. Burada gerçek mutluluğa dair bir anahtar vermek istiyorum.

Hani diyoruz ya eski zamanlarda ilişkiler daha güzelmiş. İşte o zamanlar açık popüler kültür etkisi yaygın değildi. Bunu görmemiz gerekiyor. Sade bir yaşam anlayışı benimsenmişti. Bu sade yaşam anlayışında negatif durumlarla da karşılaşabiliriz ama bu doğası gereği normal bir durum. Ancak negatif durumları basit düşünmeyle pozitif hale getirmekte zor değil. İyi düşüncelerle bunun aşılması kolaydır. temel olan sevgiyi yakalamak için basit düşünün, sade yaşayın ve doğal olun. Bunu benimseyin.

Eğer kaşa, göze ve maddiyata takılmazsanız gerçek mutluluğu yansıtan bir ruh yakalarsınız. Bu ruh sizin eşiniz olur. İki günlük bir gülümseme değil, daima tebessümüyle kalbinizin anahtarı ve sevginizin bahçesi olan dünyanız olur. Dünyanızı besleyen çiçeğiniz sizin ruh eşinizdir. İşte o çiçek dünyanızı renklendirir ve bahçelerinizi her daim aydın kılar. Unutmayın sevginiz, sizin evreniniz.

Bonus: AŞK Nedir?

Bunun üzerine ileride bir yazı yayınlayacağım. Kısaca cevaplayayım.
Aşk; cinsel arzuların süslenmiş terimidir. Duyguların yaşanması söz konusu olmadığı gibi, yalnızca cinsel tatmin üzerine kurulan ütopyanın çatı ismidir. Bir arkadaşımın yorumu şöyle: “Aşk zaten bir anlık tensel çekim bencede çabuk alevlenen çabuk tadını alınca çabuk sönen.”

“Evrenimde bir ÇİÇEK olacak ve ben bir dünya bağışlayacağım ÇİÇEĞİM’e.
Kalbimdeki sihirlerim onun elinde gerçekleştiğinde, gözleri parlayacak ÇİÇEĞİM’in.
Sahip olduğum evren, ÇİÇEĞİM’in onuru olacaktır.”

Erdogan Eroglu
Erdogan Eroglu

Sinem için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

  1. Harika yazılardan bir tane daha.. çok beğendim. Bir okuyucu olarak sadece daha fazla sonuç odaklı olmasını bekledim. Yalın bir dil kullanılması çok iyi. Kız değilde kadın desek sanki daha ciddi olur gibi hissettim 🙂 insanlar köyden şehire geldi orada yaşam kurdular ve mark ın dediği gibi şimdi de sosyal ağda yaşıyorlar. Öyle bir algı oluşturulmalı ki Düzen bozulsun. Aklımda kalan ve bence iyi bir algı yaratan konu “Sahtekarlık” GÖNÜLDEN BAŞARILAR.

  2. Yazındaki doğru yaklaşımlar ve analizler için seni tebrik ederim Erdoğan. Kirlenmiş düşünlerin içinde ki güneşi ” Sevgi’yi” bu denli gerçek varlığıyla göz önüne sunman beni çok mutlu etti.Ben de her zaman şuna inanıyorum ki. İnsanlar ne yaşarsa yaşasın mutluluğu yakalamanın en önemli sırrı ” sevebilmektir”
    Tüm insanlar Sevginin gerçekliğini yaşayıp gördüklerinde hiç bir şeyin yaşanan hiç bir kötülüğü zerre umursamazlar.
    Sevgi kadar kutsal bir şey daha yoktur bu hayatta.

  3. Yine bir harika yazı Tebrik ediyorum gerçekten bu kadar iyi anlatılmazdı! Okurken kendimi bile sorguladım bu yazıda. Şu siteye 3 ayda bir yazı ekliyosun onda da aklımızı parçalıyorsun. Bir insan sevgiyi bu kadar mı güzel ele alır sonuçları bu kadar mı güzel değerlendirir. İşte öyle bi insan var ve burada yazıyor. O güzel ellerine ve kalemine sağlık canım. Ya aslında o güzel yüreğine sağlık. Sayende sevgiye olan yoğunluğumuz güçleniyor. Aşk ile ilgili bonusunda tespit gibi tespit. Bu kadar net anlatılmazdı. Onunla ilgili yazını da sabırsızlıkla bekliyorum. Gerçekten başarılı bir yazı..

  4. Güzel bir yazı olmuş emeğine diline sağlık, yeni yazılarınıda bekliyorum mutlaka. Düşüncelerimede değer verip dikkate aldığın için teşekkür ederim bitanesin 🙂