Skip links

temel olan Sevgiyi tanıyın

2015 yılından beri yazıyorum. Yazdıklarımın çoğunun temelde sevgiye ait olduğunu görünce isminin temel olan Sevgi olması gerektiğine karar verdim. Yaşanan durumların verdiği netice itibariyle böyle bir ismi seçmem isabetli oldu. Yaşananlardan kastım rüyalarımdan yararlanmamdı. Gördüğüm rüyalar bana göre normal değildi. Kendimi sürekli farklı boyutlarda görmemin verdiği bir ilham bu. Farklı durumları keşfettikçe şaşırıyordum. Bu nedenle rüyalarımın katkısı çoktur.

Bahsedilen bu eser tam olarak neyi anlatmak istiyor?

Kabul edelim. Güzel bir gezegende hayat bulduk. Peki bu güzel gezegenin nimetlerini ne kadar tanıyoruz? Ne kadar iyi biliyor veya değer veriyoruz? Bu sorularımı değerlendirebilirsiniz. İnsan olarak değer verene ne kadar gerçekçi oluyor veya değerinin karşılığını sunabiliyoruz? Hala bu konuda zayıf olduğumuzu düşünüyorum. Doğaya veya evrene karşı sadık mıyız? Bence biz atan kalplere sahip olanlar bunu da unuttuk. Tıpkı sevginin gücünü unuttuğumuz gibi.

İnsanların sevginin gücünü göremediklerine inanıyorum. Biraz daha detaylandıralım. Hatta çok basit bir örnek ile. Bir genç kızın genç bir erkeği sevmesi ve onunla birlikte olması. Dışarıdan baktığımızda çok masumca. Fakat muhakkak bilinçaltında masum olmayana ve çıkarcı tutuma dayanan bir sevgi modeli var. Sevginin adı bu gerçekte kirletilir olmuş. Ya kızın ya da erkeğin bir çıkarı oluyor. Diyeceksiniz ki; eğlenmek için birlikte olanlar var. O da bir çıkar sayılır mı? Elbette. Eğlenme düşüncesiyle sevgili olmak veya sevgiyi kullanmak ve eğlenme duygu durumunu sevgi ile ört pas etmek aç kalmış hormonlarını doyurmak için bir nedendir. Hormonlarını doyuran ve tatmin olan kişi artık sahneye seslenir. Yani gerçek kimliğini ortaya koyar. Bu tıpkı filmde rol alıp rol sonrası olmak gibi. Sahneye seslenmesi, aslında bahane üretmesidir. Eğlencenin dışına çıkalım tek taraflı çıkara baktığımızda durumlar daha da kötüleşir. Örneğin; sevgili sürecinde sevdiği insana kızıp başkasıyla birlikte olanlar, cinsel duygularını tatmin etmek için hırslanıp sevgiyi kullananlar. Daha kötüsü birlikte olduğu kişinin başkasıyla yatmasını izlemek isteyene kadar. Kirli duygular rötarını kaybetmiş bomba gibidir. Pek çok örnek verilebilir. Fakat baktığımızda gerçek sevginin unutulduğunu ve kaybedildiğini görmekteyiz.

Bir diğer çıkarcı sevgi yaklaşımı ise kişiler arası arkadaşlık ve iletişimde gerçek buluyor. Zengin olan birisiyle samimi olmak ve her daim bu samimiyeti çıkarları doğrultusunda devam ettirmek gibi. Bakın burada da unutulan bir neden var. Mutlu olamama. ”Neden ben mutlu olamıyorum?” sorusunda boğulanlar. Olamazsınız. Çünkü sevgiyi unutmakta kararlısın ve sevginin iyi niyetinden uzaksın. Aslında ”ne ekersen onu biçersin.” cümlesi yerinde olabilir.

Şimdi diyeceksiniz ki bu sevgi sadece insandan insana veya insandan tanrıya mı? Tabi ki öyle değil. Yaşadığımız evrende diğer canlı varlıklara dahi sevgimizi tam gösteremiyoruz. Bazı insanlar hayvanları kendi eğlenceleri için değerlendiriyor. Eşit olduğunu hatırlamıyor.  Bu da bir çıkardır. Burada sadakati, minnet etmeyi ve saygı duymayı göremiyoruz. Bir diğer örnek ise bazı canlılara zarar verilmesi. İnsanoğlu çıkarları için doğayı katediyor. Ötesi yok. Doğa sevginin anahtarlarını bağışlarken, insan doğaya savaş açıyor. İnsan kendi yarattığı kaosun içinde çıkarlarıyla yaşamaya çalışıyor.

Doğaya veya evrene kaç defa ”doğa seni seviyorum” veya ”bize bu yaşama hakkını tanıdığını için sana teşekkür ederim evren” diye kalpten seslendik? İmkanlar tanıyan ve daima görmeni sağlayan en kutsal güzelliklere kalpten sesleniyor muyuz? Gerçek sevgiyi yaşamak için bir adım dahi olsa attık mı? İşte sorular. Kaç kez tüm bunların yaratıcısı olana şükrediyorsun? Sadece iyi şeyler olduğunda değil, daima şükretmekten bahsediyorum. Bir kedi görüyorsun, yüzün gülümsüyor ve seviyorsun. Peki şunu diyor musun? ”Tanrım bize bu güzellikleri bağışladığın için sana minnettarım. Evrende bize yaşam hakkı verdiğin için sana sevgimi bağışlıyorum.” işte bu bir anahtar. Bu ileriye gitmenin anahtarı. Sadakatin ve gelecek mutluluğun anahtarı. Anahtar bir tane değil birden fazla var. Sevginin beş bileşeni vardır. Bunlar; sadakat, fedakarlık, minnet, teşekkür, saygı. Saflığın hazinesidir bunlar. Sevgi saf olmaktır. Gerçekten saf olabilir ve saf duygularla yaşamayı kabul edersek o zaman ilerlediğimiz yol temiz olacaktır.

temel olan Sevgi; evren ve doğa düzeninde insanlara karşı nasıl sevgi anlayışına sahip olduğumuzu göstermek ile birlikte, güncel yaşamda deneyimlenen felsefi durumlar barındırmaktadır. En kötü, en ahlâksız duyguyu bile yansıtmakta olup, Tanrı ile Sevgi’nin gerçekliğini aktarmasından, Sevgi Bilinmezliğine kadar pek çok durumu değerlendirmektedir. Şimdi biraz konuları inceleyelim. temel olan Sevgi’nin amacı, gerçek sevgiyi yakalamanızı sağlamak ve ilham almanıza olanak tanımaktır.

Sevgi Bilinmezliği

Bu gezegende gerçeği bilenlerin sayısı ne kadardır sizce? Ben kendimi bilen olarak görmüyorum. İnsanlara kendilerini 3 kelime ile özetlemelerini istediğimizde dahi, çoğu insan düşünerek yanıt veriyor. Hal böyle iken sevgi bilinirliği konusunda sağlıklı yanıt alabilmemiz mümkün mü? Tabi ki değil. Sevgi Bilinmezliği: insanların gerçek sevgiyi keşfedemediklerini ve sevgi konusunda bir bilinmezlik ile karşı karşıya kaldıklarını ifade etmektedir. Bu bölümde insanların yaşadığı duygu durumları hakkında felsefi içerikler bulunmaktadır. Hatta bazı insanlar Sevgi Bilinmezliği konusunda sancılı süreçler geçiriyor. Bu kederlenme veya umutsuzluk gibi pek çok türeviyle de tanımlanabilir. Bu bölümdeki amaç, insanlara Sevgi Bilinmezliğini göstermek ve bahsedilen yansımaların gerçek sevgide yer almadığını yorumlamaktır.

Tanrı ile Sevgi

Çoğu arkadaşım ve yakınlarım bu başlığın çok dikkat çekebileceğini ve bazı insanların da yanlış anlayabileceğini ifade etti. Başlıkta kararlıyım. Şu an günümüz dünyasında bir şeyleri kabul ettirmek veya değiştirmek için Tanrı kutsallığını kullanan insanlar mevcut. Bu hiç hoş değil. Özellikle çıkarlar doğrultusunda bunun yapılması tamamiyle Tanrıyı aşağılamaktır. Ancak bunu yapanlar gerçekten farkında mı? tartışılır tabi. Bu bölümde insanların Tanrı ile nasıl bir Sevgi anlayışı içinde olduklarını ve insanların Tanrı’yı kendi çıkarları doğrultusunda nasıl kullandıklarını ifade eden felsefi içerikler bulunmaktadır. En önemlisi Tanrı ile Sevgi anlayışının gerçekte nasıl olması gerektiğine dair yazılar bulunmaktadır. Hassas bir bölüm. İnsanların inançlarını kötü hedef alacak içeriklere asla yer verilmemiştir. Bütün inançlara saygım ve sevgim sonsuzdur. Bu bölüm dini değildir. Tüm insanlara hitap etmektedir.

Ahlaksız Yıldırımlar

Adından sıkça bahsettirecek olan bölüm. Derin ve çılgınca durumları anlatan içerikler yer almaktadır. Bu bölüm insanların ahlâksız duygu durumlarını ve sevgiyi nasıl kötüye kullandıklarını ifade eden içeriklere ev sahipliği yapmaktadır. Bu bölümde mistik tutum yüksek düzeydedir. Ahlâksız davranışlarda olan insanların saf olan insanlara karşı tavır ve tutumlarını eleştiren içeriklerle hatırlanacak olan bölüm de diyebiliriz. Özellikle ”and olsun ki şövalyeler senin için geldiler.” sloganı duyan pek çok insanı etkilemiştir. Bu bölümde kesinlikle nefret, küfür vb. söylemler yer almamaktadır. Sadece sert bir dil ile eleştiri yapılmıştır. Sevgiyi hatırlamayanlara ise nasıl bir hayata sahip olacakları hakkında vurgulu mesajlar verilmiştir. İçeriklerde empati özelliği mevcuttur. Okuyan insan kendisi üzerinde hayal ettiğinde, eğer bu yoldaysa derin duygu yaşamasına neden olacak cinsten bir bölümdür.

temel olan Sevgi

Son bölüm aslında kitabın ismi. Bu bölüm de tamamiyle rahatlatıcı, şaşırtıcı, motive edici ve pozitife enerji veren felsefi içerikler bulunmaktadır. İnsanlara sevginin gerçekliğini görmeleri için içerikler hazırlanmış ve ilham almaları için pozitif yaklaşımdan beslenilmiştir. İnsanların gerçeği yaşamasını isteyen evren, insanlara hatırlanmak için büyük kozunu oynuyor ve bu bölümde insanlara sesleniyor.

Bonus olarak ”Çiçeğim” adlı bölümde yer almaktadır. Bu bölümde bir erkeğin bir kıza duyduğu sevgisini yansıtan içerikler bulunuyor. Diyalog şeklinde olduğundan yaşanmış haliyle gösterilmiştir. Dediğim gibi kitaba uygun kategori bulamadım. Sadece deneyimlediklerimi aktardım. Okuduğunuz için teşekkürler.

“İnsan samimi olanı gördükçe, doğru olanı kabul edecek. İnsan nesnel kazançlar arzusuyla varolamaz. Yalnızca aydınlığın maneviyatıyla varolur.”

Erdogan Eroglu
Erdogan Eroglu

Bir yorum yaz