Yalnızlığın Karakteri
Çoğunluğun endişe duyduğu nedenlerden biri de yalnız kalmasıdır. Yerine göre bazen iyi bir neden olsa da, uzun süreli olduğunda kişinin karakterini etkilemesi kaçınılmazdır. Çünkü yalnızlık dediğimiz kavram, huzuru yakalamak istediğimizde veya depresif bir moda büründüğümüzde talep edeceğimiz bir gerçektir.
“Yalnız kalmak istiyorum.” sözünü çoğu zaman kullanıyoruz. Ancak kimilerimiz bu yalnız kalma eylemini çok daha farklı boyutlara çekmektedir. Uzun süre yalnız kalmak gibi. Durum böyle olunca, kişinin karakteristik özelliklerinde değişimler veya bilinmeyen gerçekler açığa çıkmaktadır. İkilemde kalma veya çelişkili davranışlar gibi. Bu kişinin kendisine zarar verdiği gibi karşı tarafa negatif bir izlenim yaratabilir. Negatif izlenim yaratması ve kendisine zarar vermesi sonucu, kişinin karakteristik özelliklerinde değişimler meydana gelebilir. Çünkü uzun süreli yalnız kalan kişi, hiçbir şey düşünmeyeceği gibi düşünceleri içinde dolaşırken kendini kaybeder. Akıl tutulması yaşamaktan bahsediyorum. Eğer durum bu noktaya gelirse kişinin akılcı davranışları zedelenmeye başlar ve iç huzurunu uzun süreli toparlayamaz. Bu süreci atlatsa dahi, süreçte yaşadıklarına ait izleri kalabilir ve birebir iletişimde çeşitli sıkıntılar yaşayabilir
Davranışlarda Düzensizlik Başladığında.
Davranışlarda düzensizlik başlarsa, kişi kendini yeniden tasarlamaya başlar. Çünkü davranışlarda gelişen negatif hareketler, kişinin karakteristik özelliklerini yeniden tanımlamaya yönlendirir. İç dünyasında dolaşmaya, kendi benliğinde oluşan yeni duygu durumlarını öğrenmeye ve kabul etmeye doğru yönlenir. İşte bu durum kişinin davranışlarına yansır. Karşı taraf bu sürece tanık olmaya başladığında şöyle yanıtlar verebilir: “Sen artık eskisi gibi değilsin.” veya “Çok farklı davranmaya başladın bu aralar farkında mısın?” gibi.
Kabul edelim ki, bu sözleri travmatik durumlar yaşayıp kendi ile baş başa kalan insanlar üzerinde deneyimliyoruz. Deneyimliyoruz diyorum. Çünkü anlamaya çalışıyoruz ve ne yapmak istediğini algılamak istiyoruz. Uzun süre yalnız kalmak demek, kişi iç dünyasına dalar ise uzun süre iç dünyasında dolaşması demektir. Çoğunlukla bu iç dünya da gezinme hareketi pozitif değil, negatif bir sonuç vermektedir. İnsanlara karşı yaklaşımını etkileyen sonuçlar doğurmaktadır. Çünkü uzun süre yalnız kalmak isteyen bir kişi, kendi iç dünyasında dolaşırken istemediği bir deneyim yaşadıysa, o dünyadan pozitif ayrılmayacaktır. Ayrılmadığı gibi sonra ki hareketlerinin kendine zarar verme potansiyeli yüksek olacaktır. Bu zarar çevresine yansıdığında karakter olarak değişikliklere uğradığını da algısal olarak yansıtacaktır.
Kimilerimiz de yalnız kalma korkusuna sahibiz. Çünkü yalnız kalmanın bizi zayıf düşüreceğine karşı inancımız güçlüdür. Eh haliyle böyle olunca, insan yalnız kalmaktan korktuğunda bu söylediklerimin yaşanmaması çok düşük bir ihtimal olarak kalır. Yalnız kalmaktan korkan insanların psikolojik sorunlar yaşaması ve davranışsal olarak zayıf yaklaşımlarda bulunması da kaçınılmazdır.
Elbet kimse böyle bir deneyime sahip olmak istemez. Ancak uzun süreli yalnız kalmak, karakteristik özellikleri negatife edecek nedenler barındırır. Sevgilimizden ayrıldığımızda, çok sevdiğimiz işimizi kaybettiğimizde veya hak etmediğimiz bir durum ile karşılaştığımızda. Destek almak yerine yalnız kalmayı tercih ederiz. Her şeyin bir dengesi vardır. Bu durumun dahi.
Yalnız kalmak güçtür. Şahsen öyle düşünüyorum. Ancak bu bahsettiğim yalnız kalma durumu yukarıda bahsettiğim nedenlere dayalı değil. Kişi bir şeylere konsantre olmak, kendini tanımlamak ve daha iyiyi ortaya koymak istediğinde güçtür. Çünkü bu saydığım üç nedene dayalı yalnız kalma durumu, kişinin yapmak istediğine karşı konsantre olmasına yardımcı olacağı gibi, kendini daha iyi konumlandırmasında büyük katkı sağlayacaktır.
Konsantre – Tanımlama – Ortaya Koyma
Yalnız kalmanın sağlıklı yanlarını ortaya çıkarmak için etkili üç nedendir. Motivasyon sözlerine baktığımızda yalnız insan güçlü insandır derler. Elbet ki yalnız kalmanın faydaları da mevcut. Ancak faydalarını gözetirken, uzun süreli yalnızlığın zararlarını da görmezden gelmeyelim. Bu konuda bilinçlenelim. Durumlardan negatif etkilenen değil, bu üç neden temeli üzerine yalnız kalan insan güçlüdür. Çünkü konsantre ile tanımlar. Tanımladığını ortaya koymak için yalnızlığın verdiği konsantreden faydalanır. Bundan neden bahsettim? Yalnız kalma kavramanın tamamiyle negatif anlaşılmaması için. Önce negatifi açtım ve sonra pozitife etkisini ayrıntıladım. Yalnız kalma kavramının eksi yönlerini, bilinen süreçleri ve bu süreçlere bağlı etkilerini açıkladım. Sonrasında yalnız kalmanın pozitife nedenlerini ve süreçte oluşacak pozitife etkilerini aktardım. Gelin şimdi bir soru ve sorunun ardında yaşananlara göz atalım.
Yalnız Kalma Sorunsalı
Karşımdaki insana önce yalnız kalmasının ne gibi sonuçlar doğuracağını sordum. Kendisi: yalnızlığın bir sonuç mu yoksa büyük bir problem mi olduğu sorusunu yöneltti. İşte bu kişi yalnızlıkta bir sonucu yakalamak yerine, bu durumun bir problem olduğunu ifade etmişti. İnsanın yalnız kalması düşüncesi bir problem olarak görüldüğü an, kişi kendini savunmasız hisseder. Savunmak için bir yüze ihtiyacı vardır. Bu yüz onun kişisel tatmini giderebilecek bir araç olduğu gibi, ruhsal motive konusunda da büyük bir oyuncu olacaktır.
Sonra kendisine yalnızlığın insanı güçlendiren bir tutum olduğunu söylediğimde, kendisi: yalnızlık güçtür doğru, ancak insan yalnız kalamaz dedi. Şimdi bu kişi haliyle kendisiyle bir çelişki içindeydi. Kişi kendisiyle yalnızlık hususunda çelişki yaşadığını kanıtlamıştı. Bu çelişki psikolojik olarak davranışlarına olumsuz yansıyabilir. En kötüsü kişinin karakteristik özelliklerini bile zedeleyebilir.
Kontrol Edilebilir Zihin.
Kısaca özetlemek gerekirse; yalnız kalmak, karakterimizi etkileyecek nedenlere sahip bir süreçtir. Uzun süreli yalnız kalmak negatif yönlü özellikler ekleyecek bir süreçtir. Ancak konsantre ve daha iyiyi ortaya koyma amaçlı yalnız kalmak ise karakteristik özelliklerimizi iyileştirecek ve davranışlarımızı daha olumlu yönde etkileyecek bir süreçtir. Bu bir süreçtir. Doğrudan eylem değil. Çünkü zamana dayalı yaşadığımız bir evredir. Yalnızlığın üzerimizde oluşturduğu nitekim bazı karakteristik özellikler vardır. Bunlar iyi veya kötü. Ancak kontrolü tamamiyle bizdedir. Bu süreçte zihnimizi iç dünya da nereye atarsak, oluşumlar ve yaklaşımlarımızda ona göre ilerleyecektir.
“Tepkilere cevabın titremek değil, titretmek olsun. Gözlerin huzursuzluğunla değil, cesaretinle konuşsun.”
Psikolog musunuz? mesleğinizi merak ettim de. Soluksuz okuudm yazınızı. Düşüncelerinize katılmamak imkansız. Her ayrıntısını düüşnerek ele almışsınız ve anlatımınız çok akıcı. yön verdi diyebilirim elleriniz dert görmesin
Instagramdan geliyorum ve şu yazınızı okuyunca dedim ki daha fazlasını hak ediyorsunuz. Saçma sapan insanlar daha iyi konumdayken sizin 12 bin takipçi olmanız çok üzücü. Yanlış anlamayın beni. Sizin gibi insanların daha çok değer görmesi ve daha iyi yerlerde olması gerektiğinden sölüyorum bunu. Çünkü sizin gibi insanlar bize değer katmaya çalışıyor ve şu yazıyı okuyunca dedim ki milyonlr sizi keşfetmeli
Gerçekten takdire şayan bir yazı yazmışsın tebrik ederim. Hepimiz bu süreci yaşıyoruz ve kayboluyoruz aslında. Kaybolmamamız için çok güzel yorumlamışsın kalemine sağlık